Beyzbol



Beyzbol, ABD'nin ulusal sporu sayılır ve iki takım arasında oynanır. Takımlar dokuzar oyuncudan oluşur ve oyunun amacı, daha fazla sayı turu yapmaktır. Beyzbol, bir tahta sopa ve deri eldivenlerle oynanır. At derisiyle kaplı beyzbol topunun çevresi 23 cm’dir ve ağırlığı 142-149 gr arasında değişir. Beyzbol sopası ise en çok 107 santimetre uzunluğunda, en çok 7 santimetre çapında olabilir.



Oyun alanı
Oyun alanı üç metre yüksekliğinde bir çitle çevrilidir. Alan iç alan ve dış alan olarak ikiye ayrılır. İç alan, kare biçimindedir ve kenarları yaklaşık 27 metredir. Karenin dört köşesi de birer kale’dir ve bu kalelerden biri sayı kalesi'dir. Kaleler, sayı kalesinden sonra saatin ters yönünde 1’den 3’e kadar numaralanır. İç alanın ortasında, sayı kalesinin yaklaşık 18 metre uzağında fırlatıcı tümseği yer alır.

Sayı kalesinde beyaz plastikten beş gözlü bir plaka, öbür kalelerde küçük birer yastık bulunur. İç alanın sayı kalesinde bitişen iki kenarı ve bunların uzantıları, faul çizgisi olarak adlandırılır. Bu iki faul çizgisinin iç alan dışındaki bölümü dış alan, faul çizgileri ile çevre çitleri arasındaki alan da ceza alanıdır. İç alanın boyutları kesin olarak belirlenmiş olmasına karşın, dış alan ve ceza alanın ölçüleri değişir. Ama genel olarak faul çizgilerinin uzunluğu 100 metreden, dış alanın sayı kalesine en uzak noktasının uzaklığı 123 metreden az olamaz. Kalelerin, fırlatma tümseğinin ve kaleler arasındaki yolların dışındaki bütün alan çimle kaplıdır.

Beyzbol, her biri bir kale çevresinde yer alan dört hakem yönetiminde oynanır. Oyuncular vücudu saran bir forma, kalın çoraplar ve çivili özel ayakkabılar giyer, koruyucu başlık takarlar. Çim olmayan yapay yüzeyli alanlarda ise lastik ayakkabı giyilir.

Kurallar
Beyzbol genellikle dokuz devre olarak oynanır. Her iki takım da her devrede bir savunma ve bir hücum hakkı kullanır. Hücumdaki takımın oyuncularının her birine bir vuruş hakkı verilir. Oyun, konuk takım hücum durumunda, öbür takım savunma durumundayken başlar. Savunmadaki takımın oyuncuları farklı noktalarda değişik görevler üstlenirler. Fırlatıcı fırlatıcı tümseğinde, yakalayıcı sayı kalesinin arkasında, üç kale bekçisi üç kalenin çevresinde, bir kısa top yakalayıcı iç alanın hemen dışında ve üç dış alan oyuncusu dış alanda yer alır.

Hücumdaki takımın her oyuncusu sırayla sayı kalesine gelir ve fırlatıcı tümseğinden fırlatıcının sayı kalesinin arkasında duran yakalayıcıya attığı topa sopayla vurmaya çalışırlar. Fırlatıcının atışının, vuruş alanı içinden geçen, geçerli bir atış olup olmadığına sayı kalesinin arkasındaki hakem karar verir. Fırlatıcı dört geçersiz atış yaparsa, vurucuya birinci kaleye yürüme hakkı vermiş olur. Eğer bir vurucu, üç kez geçerli atışa vuramazsa, vurduğu topu karşı takımın yakalayıcısı havada yakalarsa ya da vurduğu topu ceza alanına düşürürse oyun dışı kalır. Üç oyuncusu oyun dışı kalan takım hücum hakkını kaybeder ve savunma konumuna geçer. İki takım da vuruş hakkını tamamlayınca devre tamamlanır.

Vurucu, topa isabetli bir vuruş yaptığında birinci kaleye koşar. Savunma konumundaki karşı takımın oyuncularının topu alıp kale bekçilerine ulaştırmasına kadar geçen sürede öbür kaleleri de dolaşarak sayı kalesine dönebilir. Vurucu bu durumda sayı turunu tamamlamış olur. İsabetli bir vuruştan sonra bir kaleye ulaşabilen vurucu, koşucu olarak adlandırılır. Sayı turunu tamamlayamadan aradaki kalelerden birinde kalan koşucunun, ya kendinden sonraki vurucunun isabetli vuruşuyla ortaya çıkan koşma süresinde ya da herhangi bir anda, kale bekçilerini atlatarak bir sonraki kaleye koşması ve sayı turunu tamamlaması gerekir. Ama bir kalede aynı anda ancak bir koşucu bulunabilir. Koşucu iki kale arasında koşarken, top kale bekçisine ulaştırılırsa ya da topu taşıyan bir savunma oyuncusu koşucuyu yakalarsa, koşucu oyun dışı kalır.

Eğer vurucu iyi bir vuruşla topu çitlerin dışına gönderirse, buna sayı turu vurmak denir. Sayı turu vuran oyuncu, yakalanması söz konusu olmadan, kalelerden geçerek sayı turunu tamamlar. Sayı turu vurulduğu zaman eğer kalelerde koşucular varsa, onlar da sayı turunu tamamlarlar.

Özel beceriler
Beyzbole yeni başlayan biri için yer seçimi, daha iyi kullandığı ele bağlı olarak yapılır. Eğer oyuncu topu sağ eliyle atıyorsa, alandaki her görevi üstlenebilir. Ama solak bir oyuncu, birinci kale bekçisi, fırlatıcı ya da dış alan oyuncusu olmaya daha yatkındır. Hızlı koşan oyuncular ise, daha geniş bir alanı denetleyen kısa top yakalayıcısı, ikinci kale bekçisi ya da dış alan oyuncusu olarak görevlendirilirler. Hem çevik, hem de topu yakalamakta usta olan kişiler iç alan oyuncuları olurlar. Ama bütün oyuncuların da kollarının güçlü olması gerekir.

İyi bir fırlatıcı, topu hemen her zaman vuruş alanının “orta”sına değil, köşelerine göndermeye çalışır. Fırlatıcının önemli bir görevi de, rakip takımın vurucusunu inceleyerek, onun zayıf yanlarını keşfetmektir. Her fırlatmayı aynı hareketle yapmak önemlidir. Fırlatıcının topu olabildiğince omzu ve bedeniyle fırlatması gerekir. Tüm yükü kollarına vermesi doğru değildir. Çeşitli düzeylerdeki beyzbol liglerinde gençler, usta eğiticiler denetiminde oyunu öğrenir ve yeteneklerini geliştirirler. Birçok ünlü beyzbol oyuncusu, oyunculuk yaşamına küçük yaşta bu liglerde başlamıştır.

Küçük lig beyzbolü 9-12 yaşlarındaki çocuklar arasında düzenlenir. Bu yaşlardaki çocuklar beyzbolü, kendi beden ölçüleri ve güçlerine uygun koşullarda, boyutları küçültülmüş alanlarda oynarlar. Çocuk liglerinin donanımı, devre sayısı, alanın boyutları ve kaleler arasındaki uzaklık normal alandan farklıdır.

Oyunun tarihi
Beyzbolün kökeni kesin olarak bilinmemektedir. 18. yüzyılda oynanan rounders adlı bir İngiliz oyunundan geliştirildiği sanılır. Beyzbolün kriket oyunundan kaynaklanmış olabileceğini ileri sürenler de vardır.

ABD’de 1846'da New Jersey'de yapılan beyzbol maçı, örgütlü beyzbolun ilk maçı kabul edilir. Beyzbol zamanla yaygınlaştı ve profesyonel olarak oynanmaya başladı. 1871'de Ulusal Profesyonel Beyzbol Oyuncuları Birliği kuruldu. Bu birlik, 1876'da Profesyonel Beyzbol Kulüpleri Ulusal Ligi adını aldı. 1901'de de Amerikan Ligi kuruldu ve bu iki ligin şampiyonları, ilk kez 1903'te karşılaştı. 1905'ten bu yana her yıl iki ligin şampiyonları Dünya Serileri maçında karşılaşır ve beyzbol sezonu böylece sona erer.