Fotograf



Fotoğraf kelimesi, Yunanca photo ışık ve Latince graph iz bırakmak sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuş bir bileşik isimdir. Anlam olarak, ışık yardımı ile iz bırakmak anlamına gelir. Fotoğraf cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla yaratılan fotoğraflardır.

Çoğu fotoğraf, ışığı fotoğraf filmine, CCD’ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoğraf makinesiyle çekilir. Nesneler ışığa duyarlı kağıdın üzerine yerleştirilip, ışığa maruz bırakılarak (fotogram) ya da bir tarayıcının üzerine konularak da fotoğraf elde edilebilir.

Tarihçesi

Alışılageldik fotoğraf iki aşamalı kimyasal bir işlem sonucunda elde edilir. Bu iki aşamalı süreçte filmin negatif görüntüsü (renkler ve ışık tersyüz olmuştur) alınır ve daha sonra bu görüntü fotoğraf kağıdına pozitif olarak aktarılır. Sık kullanılan diğer bir film de saydamlıklar yaratmak için mukavva ya da plastik üzerine konulan slayt adı verilen filmdir. Slaytlar keskinlikleri ve renkleri yansıtmadaki doğrulukları nedeniyle profesyoneller tarafından sık kullanılır. Dergilerde yayımlanan çoğu fotoğraf hala saydam film üzerine çekilmektedir.

Başlangıçta tüm fotoğraflar siyah beyazdı. Renkli fotoğraf çekmek için yöntemler 19. yüzyılın sonları kadar erken bir dönemde bulunmuş olsa da 1940’lara 50’lere kadar yaygınlaşmadı. 1960’larda bile çoğu fotoğraf hala siyah beyaz çekiliyordu. Bu tarihten sonra renkli fotoğraf popüler fotoğrafçılığa hakim oldu ama siyah beyaz fotoğraf amatörler ve sanatçılar arasında hala popülerliğini korudu. Siyah beyaz fotoğrafın banyosu renkliden çok daha kolaydır.