Kök Hücre



Kök hücreler vücudumuzda bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Bu özellikleri bakımından kök hücreler kanser, sinir sistemi hastalıkları (Alzheimer) ve hasarları, metabolik hastalıklar (diyabet), organ yetmezlikleri, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, kemik hastalıkları ve daha birçok alanda kullanıma sahiptirler. Günümüzde bu hastalıkların bazılarının tedavisinde organ veya doku nakilleri yapılmaktadır. Ancak, organ veya doku nakli gerektiren hastaların çokluğu, uygun organ ve dokunun her zaman bulunamaması gibi sorunlarla sürekli karşılaşılmaktadır. Bilim ve teknolojideki son gelişmeler doğrultusunda Kök hücrelerin bu alanda kullanılması gündeme gelmiştir.

Kök Hücreler nereden elde edilirler?

İnsan türü tek bir hücrenin çoğalmasıyla meydana gelmiştir bu hücre zigot olarak adlandırılır. Bu yapı döllenmeden hemen sonra oluşur. Zigot daha bölünmeye başlar ve bu bölünme sonucunda embriyo (cenin) meydana gelir. Embriyo bölünmeye devam eder ve embriyonun hücre sayısı katlanarak artar. Döllenmeden yaklaşık 5 gün sonra ise 150 hücre civarında içi sıvı ile dolmaya başlayan kistik bir yapı oluşur. Bu yapı blastokist olarak adlandırılır. Blastokist bir kum taneciğinden daha küçüktür ve içerisinde artık iki tür hücre gurubu barındırmaktadır. Bu yapının iç kısmında bebeği oluşturmak üzere gruplanan hücreler embryonik hücreler olarak adlandırılır. Bu hücre gurubu vücudun bütün organ ve dokularını oluşturmak üzere çoğalıp yönleneceklerdir ve tıp dilinde pluripotent hücreler olarak adlandırılırlar. Dolayısıyla embriyo bölünmeye başladığından itibaren oluşan kök hücreler embriyonik kök hücrelerdir. Pratikte embriyonik kök hücre denince blastokist içerisindeki embriyoblast denilen ve bebeği oluşturmak üzere farklılaşmış hücreler anlaşılır.

Kök hücreler aynı zamanda embriyonun bundan sonraki gelişme dönemlerinde yani fetus denen aşamada, doğumla birlikte kordon kanında ve yetişkin vücudunda da özellikle kemik iliği ve yağ dokusunda bulunurlar. Embriyonik kök hücrelere göre gelişmenin daha sonraki basamaklarında görülen bu hücreler elde edildikleri döneme göre giderek daha sınırlı bir bölünme ve farklılaşma yeteneği gösterirler. Yetişkin kök hücreler daha ziyade elde edildikleri organ ve dokuya dönüşme eğilimindedirler ve multipotent kök hücreler olarak adlandırılırlar. Yetişkinde her organ ve dokuda aynı sayı ve potansiyelde kök hücrelere rastlanmaz. Örneğin, beyinde bu hücreler oldukça az sayıda bulunmaktadır. Bu nedenle beyin hasarlarında bir kemik veya doku gibi organ yenilenmesi olmaz, hasar genellikle kalıcıdır ve ciddi sonuçlar doğurur. Günümüzde, araştırmacılar yetişkin dokulardan elde edilen kök hücrelerin diğer organ ve dokulara farklılaşması yönünde çalışmalar yapmaktadırlar.

Kök Hücre tedavisi

Vücudumuzun önemli bir bölümünde beyin, kalp, karaciğer gibi organlara farklılaşmış hücreler ciddi hasarlar gördüklerinde doğal biçimde yenilenemez. Kök hücreler bölünebilme ve farklılaşma yetenekleri sayesinde sağlıklı ve işlev gören hücrelere farklılaşabilirler. Bu nedenle hastalık veya yaralanma nedeniyle hasar göre organ ve dokuların yenilenmesinde kullanılabilirler.

Hastalanmış hücrelerin sağlıklı hücrelerle değiştirtmesine yönelik bu tedavi biçimi "hücre tedavisi" olarak adlandırılmaktadır. Bu tedavi organ nakline benzerlik göstermektedir, ancak organ yerine hücreler kullanılmaktadır. Organ nakline göre bir diğer farkı sağlıklı hücreler kişinin kendisinde alınabilir ve bu nedenle de doku uygunluğu gibi sorunlarla karşılaşılmaz. Diğer taraftan, kordon kanı hücreleri de aynı amaçlarla kullanılabilmektedir. Ancak kordon kanı hücreleri de sanıldığının aksine kısıtlı bir kullanıma sahiptirler.

Uygun vericinin sağlanmasıyla yapılan kök hücre tedavileri kan kanseri ve diğer bazı kanser türlerinde yaygın kullanılan ve bilinen tedavi yöntemleridir. Ancak, belirgin yan etkiler ve verici bulunmasındaki zorluklar kullanımı sınırlandırmaktadır. Gelecekte kişinin kendi kök hücrelerinde yapılabilecek genetik değişimlerle birlikte yapılabilecek tedaviler daha yaygın ve etkili bir kullanım sağlayabilir.

Günümüzde araştırmacılar organ naklinin yerini alabilecek ve organ nakli olanağı olmayan hastalar için kullanılabilecek kök hücre tedavisi ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. Dolayısıyla, kök hücre tedavileri henüz araştırma bazındadır. Ancak, kalp kasının yenilenmesi, diyabet, romatizma grubundaki hastalıklar, sinir sistemi hastalıları (Parkinson, Alzheimer) sinir sitemi ve omurilik yaralanmaları, karaciğer hasarları gibi birçok konuda umut vaat eden çalışmalar hızla devam etmektedir. Klinik olarak, ortopedik kusurlar, impotans gibi bazı ürolojik rahatsızlıklar ve deri hastalıklarında hücre tedavisi diğer durumlara göre daha fazla yol almıştır. Ancak, kök hücre tedavisi omurilik yaralanmalarını da içermek üzere henüz kuramsal temellidir ve pratiğe yansıyan çok az bilgi ve gelişme vardır.