Sinema



Bir filmin beyazperdede oynatılmaya hazır olması için aylarca hatta yıllarca çalışmak gerekir.

sinema

Önce senaryo yazılır, yönetmen ve oyuncular saptanır. Sonra sıra çekime gelir. Filmin çekiminden yönetmen sorumludur. Yönetmenin idaresinde kameraları ve ses cihazlarını çalıştıran kalabalık bir teknisyen grubu çalışır. Kameranın önündeki bir mercekten filme çekilen cisimden gelen ışık geçer Kamerada ışığa duyarlı duyarkat (üzerine ışık düşünce kimyasal bir değişiklik geçirir ve resmi çekilen cimin görünmeyen bir görüntüsünü oluşturur) adlı maddeyle kaplı filmler kullanılır. Görüntü elde etmek için, filmin kimyasal yöntemlerle banyo edilmesi gerekir. Film makinesinde film otomatik olarak döner ve arka arkaya bir dizi resmin çekilmesini sağlar. Kamera genellikle saniyede 24 görüntü çekebilir. Aynı şekilde film göstericiden geçirildiği zaman da saniyede 24 görüntü geçer. Böylece tamamlanan filmin beyazperdedeki görüntüleri normal bir hızla geçer. Bazen görüntünün ağır çekimde olması gerekebilir. Kameranın hızı arttırılıp saniyede 48 görüntü çekilir. Fakat film göstericiden 24 görüntü hızıyla geçtiği zaman çok yavaş hareket ediliyormuş gibi bir görüntü elde edilir. Bazen de yüksek hızlı kameralarla saniyede 1000 görüntü çekilir. Bir kurşunun tabancadan çıkışı bu şekilde çekilir. Yine kamera ile saniyede 12 görüntü çekecek şekilde yavaşlatılıp, sonra göstericide 24 saniye görüntü hızıyla gösterilirse hareket normalden 2 kat daha hızlı olur. Tamamlanmış bir sinema filminde görüntüler ve ses aynı filmin üzerindedir. Oysa film çekilirken ses görüntüden ayrı kaydedilir. Çekim sırasında sahneye kameranın görmeyeceği şekilde bir mikrofon yerleştirilir ve ses kaydedilir. Seslendirme görüntülerin çekiminden sonra yapılır. Görüntü ile sesin eşleştirilmesi kurgu tarafından yapılır. Kurgucu ve yardımcıları çekimler arasından seçim yaparak bunları birleştirirler. Müzik ve efekt gibi sesler bu aşamada ses kuşağına eklenir.

Çekilen filmler makara denilen özel bir yuvarlağa sarılır. Film bir makaradan göstericiye geçer, buradan çıkınca bir diğer makaraya sarılır. Göstericinin içinde çok güçlü bir ışık kaynağı vardır. Bu ışık, bir ayna ve bir mercek sistemi yardımıyla paralel bir ışık ışını oluşturur. Önünden filmin geçtiği bu ışık, daha sonra film üzerindeki görüntüyü beyazperdeye yansıtan bir diğer mercek sisteminden geçer.