Asma Köprü



Hemen hemen bütünüyle, asma halatları ve askılar aracılığıyla ana taşıyıcı elemen olan kablolara asılır. Kablolar, köprüyle aşılacak olan suyun iki yakasındaki zemine, sağlam biçimde bağlanıp iki yada daha çok dikey destek kulesi üzerinden geçirilir. Ancak çoğu zaman kabloların ankıraja girme açısını düzeltmek için uçlara yakın bölümlere ek destekler yerleştirilir.


Ana kablolar her zaman çekme gerilmesi etkisinde bulunduklarından, ağırlığına göre en büyük çekme direnci olan yüksek kalite çelik teller kullanılır. Asma yapıyla öteki yapı biçimlerine göre çok daha uzun köprü açıklıklarının aşılması, çelik tellerin bu özelliği sayesinde gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, kabloların esnekliği yüzünden, özellikle yük yoğunlaşmaları altında oluşan çökmeleri azaltmak ve trafik yükünü yaymak için, köprü gövdesi çoğunlukla bir çeşit peşkirci kafes ya da kirişle birleştirilir. Demiryolu yükü, özellikle şiddetli ve yoğun olduğundan, gövde çökmelerini demiryolu trafiği için kabul edilebilir değerlerde tutabilecek dayanıklılıkta kafes kirişler çok kalın ve ağır olmak zorundadır.

Ankırajlar: geçit kıyılarında sağlam kayaların bulunduğu durumlarda, her ana kablo için yapılan ankıraj, kaya içine yatayla 30 derecelik bir açıyla delinen kama şeklinde bir tünel biçimindedir ve betonla doldurulur.Uzun çelik ankırajlar çubukları ya da halatları bu beton tıkaçlar içine yerleştirilir. Uçlarda yelpaze gibi açılan kablo tellerinin kolaylıkla bağlanabileceği bu tip ankırajlar, beton tıkacın sıyrılma kuvvetine ve çevresindeki kayanın direncine bağlı olarak çekme kuvvetini karşılar. Bu çekme kuvveti, açıklığı 900m den fazla olan köprülerde, her kablo için 10000 tonu geçebilmektedir.

Kıyılarda sağlam kayaların bulunmadığı geçitlerde, ana kablo ankırajları, içine ankıraj çubuklarının yuvalandığı, yarı gömülü masif beton bloklar biçimini alır. Genellile ağırlık ankırajı olarak tanımlanan bu tip ankırajlarda, blokların kablolardan gelen eğimli çekme kuvveti altında ırmağa yada denize doğru devrilmesinin önlenmesi, bloğun ön yüzündeki zeminin pasif direncine ve bloğun tabanındaki sürtünmeye bağlıdır.

Kuleler: Ana kulelerin temel işlevi, geçitin her iki kenarında, bütün deniz araçları için yeterli yüksekliği sağlayacak biçimde, kablolara destek oluşturmaktır. Üzerlerinde eğer denilen ve kule tepesindeki açı değişimi sırasında kablo tellerini düzenleyen radyal oluklu dökme çelik bloklar bulunur.Hafiflik ve yapım hızı istekleri nedeniyle, kule ayakları genellikle yerleştirilecekleri konuma kaldırılarak, birbiri üstüne bağlanacak büyük prefabrike parçaları oluşturan çelik plakalardan yapılır. Bununla birlikte bazı durumlarda, kule ayaklarını yerinde dökülmüş takviyeli betondan yapmak daha ekonomiktir.

Kule temelleri ya da ayakları kendi ağırlıklarından ve kabloların tepkisi olarak üzerine binen çok ağır yüklere dayanabilecek biçimde olmalıdır.

Kablolar ve askılar:İlk metal asma köprülerin kabloları dövme demir ya da zincirlerden oluşmaktaydı. 1841 de alman asıllı bir amerikalı olan John Roebling, paralel çelik tellerden, yerinde kablo yapmak için bir yöntem geliştirildi. Kablo sarma denilen bu yöntem, köprü yapılacak açıklık boyunca sürekli dönen bir hava hattına bağlı tekerleklerle, tellerin taşınmasına dayanır. Bu yolla istenilen sayıda tel açıklık boyunca taşınıp bağlanarak istenilen boyutta kablo yapılabilir.

Modern asma köprülerin askıları, çoğunlukla ana kablo çelik kelepçelerle bağlanmış çelik tel halatlardan oluşur.Çelik kelepçeler, bu askıların alçak noktaya doğru kaymasını engelleyecek biçimde, kabloyu sıkıca kavravlar.

Gövde: İkinci dünya savaşına kadar asma köprülerde normal olarak, gövdeler için betonerme plakalar, pekiştirici yapılar için de derin ve ağır çelik kafesler ya da kirişler kullanılıyordu. Savaştan sonra Almanya’da görülen bir başka gelişme de köprü ağırlığını azaltmak için takviyeli çelik ya da bezeri plakaların kullanılmasıdır.Pekiştirici yapı olan kafes kiriş, büyük rüzgar salınımını olasılığını ortadan kaldırma amacıyla, kenarlarına aerodinamik şekil verilmiş, geniş ama sığ bir biçimdir.